Orhan Veli - Cem Karaca
**
Bedava yaşıyoruz dostlar bedava
Hava bedava bulut bedava
Dere tepe bedava yağmur çamur bedava
Bedava yaşıyoruz dostlar bedava
Otomobillerin dışı
Sinemaların kapısı
Camekanlar onlar bedava
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava
Kelle fiyatına hürriyet
Esirlik bedava
Bedava yaşıyoruz dostlar bedava
***********************
We're living for free friends for free
Air is free clouds are free
Rivers and hills are free, rain and mud are free
We're living for free friends for free
The car hoods
The theater door
Shop windows are all free
Perhaps not bread and cheese
But bitter water is free
Freedom at the cost of the head
Slavery is free
We're living for free friends for free
****
Turkish to English translation - Turkce Ingilizce ceviri tercume
Tuesday, April 20, 2010
Saturday, April 17, 2010
5/7/08 Camiler Devletin Degil Halkin Mali Olsun
Camilerden kendilerini Turk sanat musikisi virtuozu sanan, Arapcayi dogru durust telaffuz bile edemeyen, devlet ideolojisini halka enjekte etmekle ve "vatan millet sakarya", "Ulu Tanrim devlet babamizi koru" diyen, Turk bayragiyla Bilal-i Habesi'nin ezanini ayni kefeye koyan, carpitilmis Turk Islam'i mantalitesinde koyunlar yetistirmekle gorevli maasli imamlar cikarilip, camiler halkin topluca Muhammed asm'nin ogrettigi bicimde (Emevi, Abbasi ve Osmanli sultanlarinin yalakalarinin icadi yontemlerle degil) ibadet edebildigi, colugu cocugu esiyle ailecek gelip isteyenin istedigi zaman Kur'an'i anlamaya calisabilecegi, zikir veya dua edebilecegi, farkli meseleleri tartisabilecegi, bayram tebriklerini yapabilecegi, hatta bir kosede basinin altina Kur'an'i koyup kaylule (oglen uykusu) yapabilecegi, fakirlerin yedirilebilecegi, namaz kilinir kilinmaz kapilari kitlenmeyen ve devlet bekcisi imamin gozetiminin disinda olusan kucuk buyuk topluluklarin, olur da devletin dayatma calistigi ideolojiye aykiri bir fikir ortaya cikar, insanlar aydinlanir, Kur'an'i anlamaya, Allah'in dinini dogru sekilde ogrenmeye kalkarlar diye bir panik atakla pata kute kapi disari edilmedigi bir ortam haline getirilmedigi surece camiler ibadethane degil devletin dini kontrol etme mekanizmasinin aletleri olmaya maalesef devam edecekler.
PS: Ayasofya'nin muze oldugunu bilerek koydum resmi, cunku onu muze yapan mantalite ile camilere imam atayan mantalite her zaman ayni olmasa da ortusuyor.
PS2: Buraya kadar okuduysaniz istediginiz gibi cekinmeden evire cevire elestiri hakkina sahipsiniz, dusunce ozgurlugunden ve fikir alisverisinden yanayim. Yorumlariniz icin simdiden tesekkurler
PS: Ayasofya'nin muze oldugunu bilerek koydum resmi, cunku onu muze yapan mantalite ile camilere imam atayan mantalite her zaman ayni olmasa da ortusuyor.
PS2: Buraya kadar okuduysaniz istediginiz gibi cekinmeden evire cevire elestiri hakkina sahipsiniz, dusunce ozgurlugunden ve fikir alisverisinden yanayim. Yorumlariniz icin simdiden tesekkurler
7/9/08 A beautiful verse
‘And when it (the Qur’an) is recited to them (the People of the Book) they say: We believe in it. Surely it is the Truth from our Lord. Even before it we were of those who surrendered (muslim). These will be given their reward twice over, because they are steadfast and repel evil with good, and spend of that which we have provided for them. And when they hear vanity they say: To us our works and to you yours. Peace be unto you! We desire not the ignorant.’
Qur'an, Al Qasas (28)
11/3/08 My Turkish Translation of Baudelaire's "Paysage"
Manzara
Masumane pastoral şiirlerimi yazmak için
Astrologlar gibi göğe yakın uzanmak istiyorum
Ve çanlara komşu, hülyalı dinlemek istiyorum
Ruzgarin tasidigi vakur ilahilerini.
Ellerim çeneme dayalı, çatı katımın yüksekliğinden
Şarkılar söyleyen geveze atölyemi görürüm;
Boruları, çanları, şehrin şu direklerini,
Ve yüce gökyüzünü, bana sonsuzluğu anımsatan.
Tatlıdır gökyüzünün maviliğinde, sislerin ardından
Yıldızın doğuşunu izlemek, penceremde bir lamba
Kömür ırmakları gök kubbeye yükselir
Ve ay soluk büyüleyiciliğini akıtır.
Baharları, yazları, sonbaharları görürüm;
Ve tekdüze karlarıyla kış geldiğinde,
Tüm kapı ve pencerelerimi kapatır
Gecenin karanlığında peri sarayları inşa ederim.
İşte o zaman mavimsi ufuklar hayal ederim,
Bahçeler, beyaz mermerlere ağlayan fıskiyenin suları,
Öpücükler, sabah akşam öten kuşlar,
Ve saf aşkın tüm çocuksuluğu.
Boş yere penceremde azan isyan,
Masamdan alnımı kaldırmayacaktır;
Boğulmuş olacağımdır çünkü bu şehvetinde
Arzumla ilk baharı canlandırabilmenin,
Kalbimden bir güneş söküp çıkarabilmenin ve
Yanan bu tasavvurumdan ılık bir ortam yapmanın.
I await ur constructive criticism on the translation, especially from native speakers of either French and/or Turkish. Thanks!
— Charles Baudelaire "Paysage"
http://fleursdumal.org/poem/219
Francais a Turc traduction - Fransizca Turkce ceviri tercume
Masumane pastoral şiirlerimi yazmak için
Astrologlar gibi göğe yakın uzanmak istiyorum
Ve çanlara komşu, hülyalı dinlemek istiyorum
Ruzgarin tasidigi vakur ilahilerini.
Ellerim çeneme dayalı, çatı katımın yüksekliğinden
Şarkılar söyleyen geveze atölyemi görürüm;
Boruları, çanları, şehrin şu direklerini,
Ve yüce gökyüzünü, bana sonsuzluğu anımsatan.
Tatlıdır gökyüzünün maviliğinde, sislerin ardından
Yıldızın doğuşunu izlemek, penceremde bir lamba
Kömür ırmakları gök kubbeye yükselir
Ve ay soluk büyüleyiciliğini akıtır.
Baharları, yazları, sonbaharları görürüm;
Ve tekdüze karlarıyla kış geldiğinde,
Tüm kapı ve pencerelerimi kapatır
Gecenin karanlığında peri sarayları inşa ederim.
İşte o zaman mavimsi ufuklar hayal ederim,
Bahçeler, beyaz mermerlere ağlayan fıskiyenin suları,
Öpücükler, sabah akşam öten kuşlar,
Ve saf aşkın tüm çocuksuluğu.
Boş yere penceremde azan isyan,
Masamdan alnımı kaldırmayacaktır;
Boğulmuş olacağımdır çünkü bu şehvetinde
Arzumla ilk baharı canlandırabilmenin,
Kalbimden bir güneş söküp çıkarabilmenin ve
Yanan bu tasavvurumdan ılık bir ortam yapmanın.
I await ur constructive criticism on the translation, especially from native speakers of either French and/or Turkish. Thanks!
— Charles Baudelaire "Paysage"
http://fleursdumal.org/poem/219
Francais a Turc traduction - Fransizca Turkce ceviri tercume
11/3/08 My Turkish Translation of Baudelaire's "Le Crepuscule du Matin"
Sabahın Alacakaranlığı
Kışlaların avlularında zil çalardı ve sabahın rüzgarı
Sokak lambalarının üzerinden üflerdi.
Bu, o saatti ki, kötücül rüyalar sürüsü
Esmer delikanlıları yastıklarında kıvrandırır;
Seğiren, kıpırdayan kanlı bir göz çanağı gibi,
Lamba gün ışığında kırmızı bir lekeyi andırır;
Hırçın ve ağır bedenin yükü altında ruh,
Lamba ile gün ışığının savaşını canlandırırdı.
Meltemin sildiği göz yaşlarına boğulmuş bir çehre gibi,
Kaçışan şeylerin titremeleriyle dolu hava.
Ve adam yazmaktan, kadınsa sevmekten bitkin.
Üç beş evin dumanları tütmeye başlıyordu,
Ağızları açık zevk kadınları
Soluk göz kapaklarıyla aptal bir uykuya dalmışlardı;
Dilenci kadınlar, zayıf ve üşüyen göğüslerini sürüyerek,
Közlerini üflüyorlardı, parmaklarını üflüyorlardı.
Bu, o saatti ki, soğuk ve sefaletin ellerinde,
Doğuran kadınların acı çığlıkları artar;
Köpüklü kanlarla kesilen hıçkırıklar gibi
Horozun uzaklardan ötüşü sisli havayı yırtardı.
Binalar bir sis denizinde yıkanıyordu
Ve düşkün evlerinin dibinden, can çekişenlerin
Son hırıltıları yükseliyordu düzensiz hıçkırıklarla.
Sefiller dönüyordu evlerine, işlerinden bitkin.
Soğuktan titreyen seher, pembe yeşil entarisiyle
Issız Seine’in kıyısında ilerliyordu ağır ağır,
Ve loş Paris, ihtiyar işçi,
Gözlerini oğuşturarak iş aletlerini avuçluyordu.
http://fleursdumal.org/poem/167 You can find a few different versions of the English translation of this poem and other Baudelaire's poems on this website.
Francais a Turc traduction - Fransizca Turkce ceviri tercume
Kışlaların avlularında zil çalardı ve sabahın rüzgarı
Sokak lambalarının üzerinden üflerdi.
Bu, o saatti ki, kötücül rüyalar sürüsü
Esmer delikanlıları yastıklarında kıvrandırır;
Seğiren, kıpırdayan kanlı bir göz çanağı gibi,
Lamba gün ışığında kırmızı bir lekeyi andırır;
Hırçın ve ağır bedenin yükü altında ruh,
Lamba ile gün ışığının savaşını canlandırırdı.
Meltemin sildiği göz yaşlarına boğulmuş bir çehre gibi,
Kaçışan şeylerin titremeleriyle dolu hava.
Ve adam yazmaktan, kadınsa sevmekten bitkin.
Üç beş evin dumanları tütmeye başlıyordu,
Ağızları açık zevk kadınları
Soluk göz kapaklarıyla aptal bir uykuya dalmışlardı;
Dilenci kadınlar, zayıf ve üşüyen göğüslerini sürüyerek,
Közlerini üflüyorlardı, parmaklarını üflüyorlardı.
Bu, o saatti ki, soğuk ve sefaletin ellerinde,
Doğuran kadınların acı çığlıkları artar;
Köpüklü kanlarla kesilen hıçkırıklar gibi
Horozun uzaklardan ötüşü sisli havayı yırtardı.
Binalar bir sis denizinde yıkanıyordu
Ve düşkün evlerinin dibinden, can çekişenlerin
Son hırıltıları yükseliyordu düzensiz hıçkırıklarla.
Sefiller dönüyordu evlerine, işlerinden bitkin.
Soğuktan titreyen seher, pembe yeşil entarisiyle
Issız Seine’in kıyısında ilerliyordu ağır ağır,
Ve loş Paris, ihtiyar işçi,
Gözlerini oğuşturarak iş aletlerini avuçluyordu.
http://fleursdumal.org/poem/167 You can find a few different versions of the English translation of this poem and other Baudelaire's poems on this website.
Francais a Turc traduction - Fransizca Turkce ceviri tercume
1/16/09 QQun connait cette chanson d'enfants?
"une tablette de chocolat
partit en voyage
elle dit à ses enfants
gardez-moi la maison
s'il vient un pauvre donnez lui une pomme
s'il vient un riche donnez lui une gifle
s'il vient un voleur quittez lui son coeur!"
maman chantait cette comptine francaise pour nous quand on était des enfants. "la gifle" nous faisait rigoler chaque fois, comme maman faisait un grimace et montrait les cinq doigts :)
partit en voyage
elle dit à ses enfants
gardez-moi la maison
s'il vient un pauvre donnez lui une pomme
s'il vient un riche donnez lui une gifle
s'il vient un voleur quittez lui son coeur!"
maman chantait cette comptine francaise pour nous quand on était des enfants. "la gifle" nous faisait rigoler chaque fois, comme maman faisait un grimace et montrait les cinq doigts :)
je pensais que la comptine a des forts sens sous-jacents de socialisme :) il y a des années je l'ai recherché en google, mais je ne l'ai pas trouvé jusqu'à récemment. Finalement j'ai trouvé la comptine listée dans le livre de Conrad Laforte publié en 1977 "Le catalogue de la chanson folklorique française V" à la page 503 comme la version Normandaise du titre " Saint Pierre et Saint Simon". Alice Joisten dans son livre publié en 1999 titré "Comptines, formulettes, rondes et chansons recueillies à Gap (Hautes-Alpes) en 1958" categorize cette comptine à la page 76 comme celle qui est "renfermant des allusions religieuses", en raison de l'élément charitable. Eh, je pense qu'on peut dire que les religions ont toujours une essence, dans un sens, socialiste :)
je voudrais écouter un enregistrement, partager un lien s'il vous plait!
3/4/09 From "Kenza farah": "Au Coeur De La Rue"="In the heart of the street"
"Au coeur de la rue ": "In the heart of the street"
Entendez-vous le cri des gens de la rue
S'unir le peuple au son de la rue
Souffrir les gosses orphelins de la rue
C'est l'hymne c'est les paroles c'est la chanson de la rue
Réunis sous les mêmes couleurs
Tous les mêmes comme un battement de coeur
Elle rassemble la variét et le rap, le hip hop et le classique et en fait des frères et soeurs
A tous les amoureux de l'art perdu au nom de la rue
A tous ceux dont le nom repose sur les murs de ma rue
A ceux qui dansent, vivent, chantent qui donnent vie à la rue
Levons nos voix que l'on nous entendent nous sommes les voix de la rue
Do you hear the shout outs of people of the street
To unite the people to the sound of the street
Suffering the orphan kids of the street
It's the hymn, it's the lyrics, it's the song of the street
United under the same colors
All the same like a heart beat
It brings together the pop and the rap, the hip hop and the classic and makes from it brothers and sisters
To all the lovers of the art lost in the name of the street
To all those whose names lie on the walls of my street
To those who dance, live, sing give life to the street
Let's raise our voices so that they'll hear us we're the voices of the street
Refrain : Chorus:
Elle nous voit grandir nous voit devenir vieux
Chaque centimètre est notre terrain de jeu
Ces liens si forts nous rapprochent de Dieu
Elle réconcilie la vieillesse avec la jeunesse
Elle est ce danseur frôlant le bitume
Elle est ce rappeur l'encre de sa plume
Elle est ce graffeur sous l'ombre de la lune
Elle est ces hommes et ces femmes qui vivent au coeur de la Rue
It sees us grow up sees us become old
Each inch is our game field
The ties so strong bring us close to God
Reconciles old age with the youth
It is this dancer near missing the asphalte
It is this rapper the ink of his nib
It is this graffiti artist under the shadow of the moon
It is these men and these women who live in the heart of the Street
Pour Mes frères une pensée à ceux qui tombent au nom de la rue
Une pensée à ceux qui vivent meurent dans nos rues
Certains craignent l'État, la police et leurs abus
Mes Frères à moi craignent les lois mais ce sont les lois de la rue
Ya ceux qui poussent pour trouver le respect de la rue
Ya ceux qui disent que le fric est le sang de la rue
Ya ceux qui savent que le rap, que le hip hop, le blues le jazz,
La new soul, le r'n'b tout ça est sorti de la rue
A tous les enfants qui s'amusent sur les trottoirs de ma rue
A ceux qui vivent balle au pied sur le terrain ou la rue
A tous les grands frères enfermés au nom du code de la rue
Respect aux anciens de nos villes plongés au coeur de la rue
For my brothers a thought to those who fall in the name of the street
A thought to those who live die in our streets
Some fear the State, the cops and their abuse
The bros of mine fear the law, but those are the law of the street
There's those who push to find the respect of the street
There's those who say the bucks is the blood of the street
There's those who know that the rap, that the hip hop, the blues the jazz,
The new soul, the r'n'b all this came outta street
To all the children who play on the sidewalks of my street
To all those who live with soccer on the terrain or the street
To all the big bros locked up in the name of the street codes
Respect to the elders of our cities sunk in the heart of the street
Refrain : Chorus
A tout les groupes, les crews, les frères sous écrous
A ceux qui ont fais leurs trous,De de Marseille à Aulney sous
A toutes celle qui réussissent en respect pour mes soeurs
Celles qui gardent leur éthique et avancent avec le coeur
To all the groups, the crews, the bros in detention
To those who have made their places, from Marseille to Aulney under
To all those girls who succeed with respect for their sisters
Those girls who guard their ethics and move forward with their hearts
Refrain : Chorus
Francais a Anglais traduction - French to English translation
Entendez-vous le cri des gens de la rue
S'unir le peuple au son de la rue
Souffrir les gosses orphelins de la rue
C'est l'hymne c'est les paroles c'est la chanson de la rue
Réunis sous les mêmes couleurs
Tous les mêmes comme un battement de coeur
Elle rassemble la variét et le rap, le hip hop et le classique et en fait des frères et soeurs
A tous les amoureux de l'art perdu au nom de la rue
A tous ceux dont le nom repose sur les murs de ma rue
A ceux qui dansent, vivent, chantent qui donnent vie à la rue
Levons nos voix que l'on nous entendent nous sommes les voix de la rue
Do you hear the shout outs of people of the street
To unite the people to the sound of the street
Suffering the orphan kids of the street
It's the hymn, it's the lyrics, it's the song of the street
United under the same colors
All the same like a heart beat
It brings together the pop and the rap, the hip hop and the classic and makes from it brothers and sisters
To all the lovers of the art lost in the name of the street
To all those whose names lie on the walls of my street
To those who dance, live, sing give life to the street
Let's raise our voices so that they'll hear us we're the voices of the street
Refrain : Chorus:
Elle nous voit grandir nous voit devenir vieux
Chaque centimètre est notre terrain de jeu
Ces liens si forts nous rapprochent de Dieu
Elle réconcilie la vieillesse avec la jeunesse
Elle est ce danseur frôlant le bitume
Elle est ce rappeur l'encre de sa plume
Elle est ce graffeur sous l'ombre de la lune
Elle est ces hommes et ces femmes qui vivent au coeur de la Rue
It sees us grow up sees us become old
Each inch is our game field
The ties so strong bring us close to God
Reconciles old age with the youth
It is this dancer near missing the asphalte
It is this rapper the ink of his nib
It is this graffiti artist under the shadow of the moon
It is these men and these women who live in the heart of the Street
Pour Mes frères une pensée à ceux qui tombent au nom de la rue
Une pensée à ceux qui vivent meurent dans nos rues
Certains craignent l'État, la police et leurs abus
Mes Frères à moi craignent les lois mais ce sont les lois de la rue
Ya ceux qui poussent pour trouver le respect de la rue
Ya ceux qui disent que le fric est le sang de la rue
Ya ceux qui savent que le rap, que le hip hop, le blues le jazz,
La new soul, le r'n'b tout ça est sorti de la rue
A tous les enfants qui s'amusent sur les trottoirs de ma rue
A ceux qui vivent balle au pied sur le terrain ou la rue
A tous les grands frères enfermés au nom du code de la rue
Respect aux anciens de nos villes plongés au coeur de la rue
For my brothers a thought to those who fall in the name of the street
A thought to those who live die in our streets
Some fear the State, the cops and their abuse
The bros of mine fear the law, but those are the law of the street
There's those who push to find the respect of the street
There's those who say the bucks is the blood of the street
There's those who know that the rap, that the hip hop, the blues the jazz,
The new soul, the r'n'b all this came outta street
To all the children who play on the sidewalks of my street
To all those who live with soccer on the terrain or the street
To all the big bros locked up in the name of the street codes
Respect to the elders of our cities sunk in the heart of the street
Refrain : Chorus
A tout les groupes, les crews, les frères sous écrous
A ceux qui ont fais leurs trous,De de Marseille à Aulney sous
A toutes celle qui réussissent en respect pour mes soeurs
Celles qui gardent leur éthique et avancent avec le coeur
To all the groups, the crews, the bros in detention
To those who have made their places, from Marseille to Aulney under
To all those girls who succeed with respect for their sisters
Those girls who guard their ethics and move forward with their hearts
Refrain : Chorus
Francais a Anglais traduction - French to English translation
6/8/09 Kirac- Gidiyorum- lyrics English & Turkish
http://www.youtube.com/watch?v=_-1d_Tib92Y
There hasn't been anyone else, nor will there be
My door won't open unless it's you knocking
This fire burning inside me now
Don't assume it will ever come to an end
I ain't ashamed my rose, I'm a lunatic
My world has torn apart, I'm a wreck
I have wanted you so much, more than anything
I am smitten, I'm a wanderer
Why haven't you been mine
Why haven't you dressed these wounds of mine
I'm fed up of moving forward
Why don't you waylay and stop me
I'm leaving these lands
Let all the winds be yours
When you're away from me, you're in a dream
I wish one day you'll be ashamed
Years later one day, when you're old
When your silky hair goes gray
When you're strewed like dead leaves
You will be left all alone
Whereas I have loved you so much, so much
I had gathered all my flowers for you
Now my hands are empty, my heart drunken
Whereas I had hoped for so much
In my hand,
Drops of desire left from an old-time's love
Behind my back,
Shrieks of knee length muddy memories
I have torn apart and thrown away all
All that's left behind is me
And you inside me,
All the way deep in me...
*******************
Ne baþkasý oldu ne de olacak
Sen çalmazsan kapým açýlmayacak
Þimdi içimde yanan bu ateþ
Sanma ki bir son bulacak
Hiç utanmam gülüm divaneyim
Parçalanmýþ dünyam viraneyim
Seni her þeyden çok çok istedim
Vuruldum avareyim
Ne olurdu benim olsan
Þu yaralarýmý sarsan
Býktým artýk yol almaktan
Önüme çýkýp durdursan
Gidiyorum buralardan
Tüm rüzgarlar senin olsun
Benden ayrý rüyadasýn
Dilerim birgün utanýrsýn
Yýllar sonra bir gün yaþlandýðýnda
O ipek saçlarýn aðardýðýnda
Kuru yaprak gibi daðýldýðýnda
Kalýrsýn tek baþýna
Oysa seni ne çok ne çok sevmiþtim
Tüm çiçeklerimi sana dermiþtim
Þimdi ellerim boþ yüreðim sarhoþ
Oysa neler ümit etmiþtim
-ÞÝÝR-
Elimde,
Eski bir aþktan kalma tutku damlacýklarý
Arkamda,
Diz boyu balçýk hatýralarýn çýðlýðý var
Yýrtmýþ atmýþým her þeyi,
Bir ben kalmýþým ortada
Birde sen içimde,
Taa þuramda...
******
Please comment on quality of translation/accurateness of English (if you're a native speaker). Thanks!
Turkish to English translation - Turkce Ingilizce ceviri tercume
There hasn't been anyone else, nor will there be
My door won't open unless it's you knocking
This fire burning inside me now
Don't assume it will ever come to an end
I ain't ashamed my rose, I'm a lunatic
My world has torn apart, I'm a wreck
I have wanted you so much, more than anything
I am smitten, I'm a wanderer
Why haven't you been mine
Why haven't you dressed these wounds of mine
I'm fed up of moving forward
Why don't you waylay and stop me
I'm leaving these lands
Let all the winds be yours
When you're away from me, you're in a dream
I wish one day you'll be ashamed
Years later one day, when you're old
When your silky hair goes gray
When you're strewed like dead leaves
You will be left all alone
Whereas I have loved you so much, so much
I had gathered all my flowers for you
Now my hands are empty, my heart drunken
Whereas I had hoped for so much
In my hand,
Drops of desire left from an old-time's love
Behind my back,
Shrieks of knee length muddy memories
I have torn apart and thrown away all
All that's left behind is me
And you inside me,
All the way deep in me...
*******************
Ne baþkasý oldu ne de olacak
Sen çalmazsan kapým açýlmayacak
Þimdi içimde yanan bu ateþ
Sanma ki bir son bulacak
Hiç utanmam gülüm divaneyim
Parçalanmýþ dünyam viraneyim
Seni her þeyden çok çok istedim
Vuruldum avareyim
Ne olurdu benim olsan
Þu yaralarýmý sarsan
Býktým artýk yol almaktan
Önüme çýkýp durdursan
Gidiyorum buralardan
Tüm rüzgarlar senin olsun
Benden ayrý rüyadasýn
Dilerim birgün utanýrsýn
Yýllar sonra bir gün yaþlandýðýnda
O ipek saçlarýn aðardýðýnda
Kuru yaprak gibi daðýldýðýnda
Kalýrsýn tek baþýna
Oysa seni ne çok ne çok sevmiþtim
Tüm çiçeklerimi sana dermiþtim
Þimdi ellerim boþ yüreðim sarhoþ
Oysa neler ümit etmiþtim
-ÞÝÝR-
Elimde,
Eski bir aþktan kalma tutku damlacýklarý
Arkamda,
Diz boyu balçýk hatýralarýn çýðlýðý var
Yýrtmýþ atmýþým her þeyi,
Bir ben kalmýþým ortada
Birde sen içimde,
Taa þuramda...
******
Please comment on quality of translation/accurateness of English (if you're a native speaker). Thanks!
Turkish to English translation - Turkce Ingilizce ceviri tercume
Friday, April 16, 2010
8/9/09 Quote from Reza Shah-Kazemi
"If the concept of unity dominates the mind, it is the principle of compassion that governs the heart in Islam. Compassion is to oneness what radiance is to the sun: It is through compassion that the oneness of God most brilliantly shines forth and reveals its fundamental nature. Since compassion stems from oneness, it not only radiates, it also integrates; it exerts a merciful attraction upon all outward multiplicity: "My Mercy encompasses all things" (Quran: chapter 7, verse 156)."
PS: Thank you Dr Zaineb for bringing this to my attention.
PS: Thank you Dr Zaineb for bringing this to my attention.
2000 My life philosophy
"Yasam tinin devinimidir. Yasadigimi duyumsamak, ruhumu hissetmek, ve insanligimin biricik geregi olan icsel kavgalari, bocalamalari, yuvarlanmalari, ve cozume ulastiginda duydugun mutlulugu yasamak adina, raziyim aci cekmeye, bunalimlarima..."
=
'Life is the flux of the geist. I am willing to suffer, and embrace my melancholies in the name of sensing my livelihood, and feeling my soul, and living the internal struggles, staggerings, tumblings that are the sole prerequisite of my humanity and the happiness that you feel when you reach a solution...'
**Edit 2016:
...hikmet "verildiginde" duydugun huzuru yasamak adina,...
Zira, o huzur duygusu Cennet'in, Mutlak ve Guzel Isimlerin Sahibine kavusmanin mujdecisidir. Ama bir yandan da dua ediyorum:
"Rabbi yassir wa la tu'assir Rabbi tammim bil-khair"
"Ey Rabbim, kolaylastir ve zorlastirma, ey Rabbim, hayirla tamamla"
Bu dua, sonucu ahirette olan bu dunya hayatina dair herhangi fani bir durum yahut bu dunya hayatinin tumu icin edilebilir.
... the peace that you feel when you "receive" the wisdom. For, that feeling of peace is the glad tidings of Paradise, reunion with the Owner of all the Absolute and Beautiful Names. But I also pray:
"Rabbi yassir wa la tu'assir Rabbi tammim bil-khair"
"O my Sustainer, make it easy and do not make it hard, O my Sustainer complete it with goodness"
"it" can be any temporary situation that is part of this worldly life or the entirety thereof whose conclusions are in the afterlife.
=
'Life is the flux of the geist. I am willing to suffer, and embrace my melancholies in the name of sensing my livelihood, and feeling my soul, and living the internal struggles, staggerings, tumblings that are the sole prerequisite of my humanity and the happiness that you feel when you reach a solution...'
**Edit 2016:
...hikmet "verildiginde" duydugun huzuru yasamak adina,...
Zira, o huzur duygusu Cennet'in, Mutlak ve Guzel Isimlerin Sahibine kavusmanin mujdecisidir. Ama bir yandan da dua ediyorum:
"Rabbi yassir wa la tu'assir Rabbi tammim bil-khair"
"Ey Rabbim, kolaylastir ve zorlastirma, ey Rabbim, hayirla tamamla"
Bu dua, sonucu ahirette olan bu dunya hayatina dair herhangi fani bir durum yahut bu dunya hayatinin tumu icin edilebilir.
... the peace that you feel when you "receive" the wisdom. For, that feeling of peace is the glad tidings of Paradise, reunion with the Owner of all the Absolute and Beautiful Names. But I also pray:
"Rabbi yassir wa la tu'assir Rabbi tammim bil-khair"
"O my Sustainer, make it easy and do not make it hard, O my Sustainer complete it with goodness"
"it" can be any temporary situation that is part of this worldly life or the entirety thereof whose conclusions are in the afterlife.
Subscribe to:
Posts (Atom)