Thursday, November 15, 2012

Denge

Soğuk ısınırken sıcak soğuyor. Herşey bir dengeye yürüyor. Suyu çok olanın suyu azalıyor, az olanın çoğalıyor. Bir imparatorluk inerken diğeri çıkıyor. Biri iflas ederken diğerine piyango vuruyor. Bir yıldız ölürken bir insan doğuyor. Okyanus çöl oluyor, dağ bir vadiye karışıyor. Dünüm biterken yarınım başlıyor. Hepimiz bir dengeye yürüyoruz. Aynı dengeye. Bu dünyadan ölmeye. Hepimiz aynı noktada buluşacağız. Geleceğimizin geçmişine varacağı noktada. Geçmişinle istemesen de sınanacağın noktada. Bu varlık aleminin diğer aleme kavuştuğu noktada. Orda kıyametler kopuyor. Orda zaman yok. Mekan yok. Orası mahşer yeri. Orası ruhlar toplantısı. Ordan kaçış yok. Orda son buluyor kavgalar, orda alınıyor haklar, adalet işte sadece orada. Orda sağlanıyor mutlak denge, denge dinginliğe yürüyor. Cennet huzuruna. Çünkü kötülük ve yalan Cehennem çukurlarına gömülmüş. Artık hiç bir bedene, hiç bir varlığa, nefes alsa da almasa da hiç bir ruh ve meleğe zarar veremeyecek. Hafızaların tutsaklığında değil artık, kanayıp durmayacak artık kalbinin derinliklerinden akan bir yara. Kendini tekrarlayan, tekrarladıkça bir değil bin kere acıtan, adaleti Rabbinde değil de kendinde ararsan intikam alevlerinde yakan, öç alırken vicdanını ufalayan, düşündükçe devam edip büyüyen, üstüne gittikçe canavarlaşan kötülük artık hapis, artık masumlara yaklaşamayacak. Rahmet ve sadece Mutlak Rahmetin huzurundasındır artık çünkü.