Wednesday, April 29, 2015

Sevimsizdi ama...


>>>>
Konu: Fiziksel Portre


Vapurdan inmiştim. Eve gidiyordum. Birden, karşımı iri cüsseli biri çıktı. Adamı incelemek için, biraz hızlı yürüyerek önüne ve sağ tarafına geçtim. Hafifçe başımı çevirdim, ve adamın hızında yürüyerek vücudunu incelemeye koyuldum. Hayatımda ilk defa bu kadar şişman bir adam görüyordum.

Şişmanlığına rağmen, küçük bir yüzü vardı. Yüzü beyaz, pürüzsüz ve oval idi. Saçları kumral, düz ve seyrekti. Burnu düzdü. Gözleri açık kahverengi idi. Kirpikleri yok denecek kadar az, kaşları inceydi. Ağzı küçük olduğu için, yüzü hafif tombul duruyordu. Kulağı, vücuduna orantısız bir biçimde, küçücüktü.

Gövde bölümünde, vücudu anormal bir şekilde büyüktü. Genişliği aşağı-yukarı altmış santim, eni ise yarım metre kadardı. Bacakları ve kolları da gövdesi gibi koskocamandı. Buna rağmen, elleri ve ayakları, yüzü gibi küçüktü.

Şaşırdım; o kadar büyük elbiseleri nereden bulabilirdi? Daha sonra, aklıma, terziye diktirebileceği geldi.

Hafif bol bir pantolon, boğazına kadar iliklenmiş bir gömlek, onun üzerine V-yaka yün bir ceket ve kenarları yanlara doğru açılmış bir kaban giyiyordu.

Bu adamı incelemeyi bitirdikten sonra, düşünmeye koyuldum: Adamın görünüşü ne kadar da sevimsizdi. Vücudu da çok orantısızdı. Fakat, böyle insanların sayısı çok azdı. Aslında, onların bu orantısızlığı, vücudun orantılı olmasının ne kadar da güzel olduğunu farketmemi sağladı. Döndüm, kendime baktım: Çok şükür, vücudumun tüm organları orantılıydı. Beni Yaratana, beni bu kadar mükemmel, herşeyimi ince ince düşünerek yarattığı için şükrettim. Böyle insanları da, yaratılışımızın ne kadar mükemmel olduğunu göstermek için yarattığını anladım. Bu olayı yaşatarak bana mükemmelliğimi ve kendisine şükretmem gerektiğini hatırlattığı için, Ona bir kez daha teşekkür ettim.

>>>>
Hazirlik 2. sinifta yazmistim Galatasaray Lisesi'ndeyken. yiiiil 1994-95. 11 yasindaymisim.

Bu yazı esasen basit örneklerle şer problemine yaklaşımdaki bazı temel önermeleri ifade ediyor. Şer problemine detaylı ve akademik seviyede yaklaşan bir makale için tıklayınız.

NOT: "Böyle insanları da, yaratılışımızın ne kadar mükemmel olduğunu göstermek için yarattığını anladım." Bu ifadenin yanlış anlaşılma ihtimali var. Burada kastedilen şudur: Aslında her insanın maddi ya da manevi sağlık, imkan, güç, eğitim yahut yetenekler konusunda diğerlerinden eksikleri, fazlaları vardır. Kimse her yönden mükemmel yaratılmamıştır. Birbirimizde gördüğümüz eksiklikler, bize verilen nimetleri algılamamıza yardımcı olur. Biri diğerinin fiziksel bir sağlık sorununu görür, "çok şükür sağlıklı yaratıldım!" der, diğeri onun sabırsız ve kibirli oluşunu görür, "çok şükür sabırlı ve mütevazi bir insan olarak yaratıldım!" der. Bir diğerinin bir gözü kördür, iki gözü kör olana bakar, "çok şükür bir gözüm görür yaratılmış!" der, iki gözü kör olan sağır olana bakar, "görmüyorum ama çeşitli güzel sesleri duyabiliyor, konuşulanları işitebiliyor, müzikten, kuşların ötüşünden lezzet alabiliyorum, çok şükür!" der. Farklı derecelerde bize verilen nimetler, birbirimizdeki özellikleri kıyaslayarak, birbirimizi yargılamaya, hor görmeye, kibirlenmeye, yahut aşağılık kompleksine kapılmaya, şikayet edip şükürsüzlüğe değil, o nimetlerin kıymetlerini daha iyi hissedip daha şükürvâr olmamıza yol açmalıdır.

No comments:

Post a Comment